Hilafet Sakızını Ağzından Düşürmeyen Türk Düşmanları

Hilafet Sakızını Ağzından Düşürmeyen Türk Düşmanları; İstanbul’un işgalinde (1918-1923) İstanbul beş yıl süreyle işgal edildi, hiçbir molla, cemaat, tarikat ses çıkarmadı, din ,diyanet elden gitti diye anırmadı. Ama Türkiye CUMHURİYETİ kurulduğunda bu yobazların alayı isyan etti! Neden? Çünkü bunlar, dini, hilafı kazanç kapısı haline getirenler, din kisvesi altında molla, derğah, derviş, cemaat maskesi altında geçim ve şöhret kazanmak için ustaca kullanan din simsarlarıydı. Hepsi paranın ve düşmanın yanında yer alan ihanet şebekeleriydi!

Hilafeti Tınlamayan Araplar Şerif Hüseyin’in Cihat ilanına Neden Koştu

Hilafet makamı cihad ilan ederse, Araplar koşarlar diye düşünen güruh, Osmanlı Hilafetini Arapların ciddiye almadığını, tınlamadığını bilmezler mi. Şerif Hüseyin 10 Haziran’da Mekke Emiri Şerif Hüseyin Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklanmış ve böylece İtilaf devletlerine karşı savaşan Osmanlı ordusu için “Müslümanın Müslümana karşı savaşacağı” bir cephe açılmıştı. Hüseyin’in isyanı Lawrence ve Hüseyin entrikaları ile  Osmanlı Devleti’nin yenilmesiyle Arap topraklarının elden çıkmasına neden olmuştu.

Araplar Şerif Hüseyin ve Lawrence‘ın Cihat ilanına koştu Osmanlıyı sırtından vurdu!

Din kardeşliği, ümmetcilik hikayesine inananlar aslında işin iç yüzünün Ümmetçiliğin arkasındaki İşgalci kürtçülük olduğunu anlamazlar!

Onların derdi ne din ne hilafet tek dertleri İngilizlerin sözde kürdistan projesi idi.

Sürekli hilafetten bahseden Türk düşmanları, hilafeti isteyenin İngilizler olduğunu bilmiyorlar.

Osmanlıcıyız Diyenlerin Kökenlerine Bakın

Bugün kendine Osmanlı diyenlerin kökenine baktığımızda, milli kurtuluş savaşı sırasında Kuvay-i Milliye’ye karşı çalışan bütün zararlı derneklerin ihanetlerinin birebir aynısını yaptıklarını görürüz!

Mondros Mütarekesi ve son Osmanlı Mebusan Meclisi’nin 21 Aralık 1918’de kapatılmasının ardından, İstanbul ve taşrada Türk düşmanı teşkilatlar ortaya çıktı ve sayıları zamanla hızla arttı. Hepsi Kuvai Milliye’ye karşı bağımsızlık mücadelesi veren Türk kuvvetlerine karşı cihad ilan etti.

Günümüzde Ümmetçilik veya Arapçılık yapanlar aslında Arap ve Kürt milliyetçisidir. Alayı Türk Düşmanıdır.

■Binlerce Türk askeri Peygamber"in topraklarını kâfirlere teslim etmemek için o topraklarda gözleri oyulup karınları deşilip şehit edilirken, Arap Bedevileri İngiliz’den, Fransız’dan alacakları altının hesabını yaparak onlarla işbirliği etti ve Kudüs’ü Hristiyan alemine altın… pic.twitter.com/eyFIjKCJYV

— TONYUKUK (@tonyukuk222) October 10, 2023

KUVAY-I MİLLİYE’YE KARŞI OLAN CEMİYETLER

Son olarak; Türk Devletine Karşı olan Cemiyetler ise sırası ile,Hürriyet ve İtilâf Fırkası Muted-ȋ Hürriyet ve İtilâf Fırkası Trabzon ve Havalisi Adem-i Merkeziyye Cemiyeti Kürt Teal-ȋ Cemiyeti Teali-i İslâm Cemiyeti Asker-ȋ Nigahban Cemiyeti (Yurdun Bekçisi Cemiyeti) Cemiyet-i Ahmediye Kızıl hançerliler Cemiyeti İlâ-yı Vatan Cemiyeti Amerikan – Yunan İttihatı Cemiyeti.

Şu an içimizde faaliyetlerni Müslüman kimliği altında sürdürüyor bir gün kendilerini ortaya çıkaracaklardır mutlaka!

Hilafet Sakızını Ağzından Düşürmeyen Türk Düşmanları; İstanbul'un işgalinde (1918-1923) İstanbul beş yıl süreyle işgal edildi, hiçbir molla, cemaat, tarikat ses çıkarmadı, din ,diyanet elden gitti diye anırmadı. pic.twitter.com/Vn7rMC9J8W

— SON TÜRK (@sonturkTV) November 2, 2023

Ulusal Bağımsızlık savaşı sırasında Rumlar, kendi çıkarları için gizli cemiyetler kurarak, Osmanlı İmparatorluğundan toprak koparmak için çalışmalar yapmışlardı. Rumların kurduğu bir çok cemiyeti bizzat Yunan Başbakanı Venezilos ve İstanbul’daki Rum Ortodoks Patrik-hânesi örgütlemekteydi. Bu cemiyetler Rum Pontus, Rum Müdafaa-i Milliye, Rum Tüccar, İzci, Rum Edebi, Küçük Asya, Matbuat, Trakya, Küçük Asya, Mavri Mira, Müdafaa-i Meşru’a, Mukaddes Anadolu Rum, Rum Muhacirin, Etnik-i Eterya, Kordos, Rum Milli Birlik adları ile anılıyordu.

Yıllar geçmesine rağmen bu Türk Düşmanları bir yere gitmedi hepsi içimizde yaşıyor Müslümandan daha Müslüman Türk’ten daha Türk Atatürkçüden daha Atatürkçü kripto bir şekilde yaşıyorlar, para siyaset bürokrasi ticaret yine onların elinde.