ERDOĞAN Yaptırım Yok Dedi Ama?

ERDOĞAN Yaptırım Yok Dedi Ama?; “Türkiye’de k*rd sorunu mimarı DAVİD PHİLLİPS,ABD’nin Türkiye yaptırımlarını sıraladı.Amerika’nın eski dışişleri zevatından, Terör örgütü pkk ve açılımı üzerinde epey mesai harcamış, David Phillips “Türkiye: Yol Ayrımında” başlıklı yazısında Amerika’nın Türkiye’den neler istediğini tek tek sıraladı.
Malum bu ve benzeri ‘uzmanlar’ belli zamanlarda mesaj güvercini olarak kullanılırlar.
İşte Mesaj ve Tehditler
“Eğer Türkiye ABD ile ilişkilerini geliştirmek istiyorsa S-400 alımından vazgeçecek ve Patriot alacak.”
“Afrin’den ÖSO ve diğer cihadçı örgütler gidecek, k*rdler oraya dönecek”
“Türkiye Ermeni soykırımı için bahaneler üretmekten vazgeçip özür dileyecek.”

En büyük problem ekonomik kriz Türkiye’yi İMF kapısına götürecek İMF yardım için yapısal reform listesini Türkiye’ye dayatacak:
“İMF önce enflasyon kontrolü için faiz arttırımını şart koşacak. Daha az borçlanma ve daha az büyüme konusunda ısrarcı olacak. Bu durum siyaseten halkın hoşuna gitmeyen bir tablo oluşturacak. Erdoğan kıskaca girecek. 155 milyar dolarlık katkıyla İMF politikalarında etkili olan Washington Türkiye’ye politik reformlar için baskı yapacak, demokrasi ve insan haklarında değişim isteyecek”
Kavala ve Demirtaş’a Özgürlük Şartı
Yazıda özellikle Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş adı geçiyor ve tüm ‘sivil toplum aktivistlerinin’, hdp’li belediye başkanlarının ve 2016 darbe mağdurlarının özgürlüğünün sağlanmasının bastırılacağından sözediliyor.
Phillips,TSK’nın sınır ötesi operasyonlarınına son vermesi gerekeceğini ve pkk’lı tutuklulara geniş kapsamlı bir af yasası çıkartılmasının şart olduğunu da yazıyor.
Af örgütünün de burnunu sokacağı uluslararası bir komisyon tarafından pkk’nın Silahsızlandırılması, ve yeniden topluma kazandırılması çalışmalarının koordinasyonundan bahsediyor.
Türkiye’nin Suriye’de ABD ile birlikte bir barış planına yürümesi de mesaj kapsamında. Suriyeli k*rdlerin rahat bırakılması gerektiğini ve Türkiye’nin ABD kuvvetleri öncülüğündeki bir barış koridorunun oluşturulmasına katkı sağlaması gerektiğini buyuruyor. Astana sürecine ABD’nin dahil olmasının şart olduğunu, Amerika’nın garantörlüğü olmadan ortadoğuda barışın olamayacağını da söylüyor.